Söyleşide kadınların şiddet sarmalından çıkabilmeleri için ekonomik olarak özgürlüklerini kazanmaları ve yoksulluğun kadınsallaştığı süreçte daha fazla dayanışma ve birlikteliğe ihtiyaç duyulduğu vurgulandı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) 39 ilçede, 23 Kasım-10 Aralık tarihleri arasında, şiddete karşı dayanışma söyleşileri başlığı altında düzenlediği söyleşilerin duraklarından biri de Maltepe’ydi.

Maltepe Belediyesi işbirliği ve ev sahipliğinde, Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde düzenlenen söyleşiye kadın ve çocuk yoksulluğu üzerine araştırmalar yapan aktivist ve gazeteci-yazar Hacer Foggo ve İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emine Sevgi Uçan Çubukçu katıldı.

İBB Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı, Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü, İBB Kadın biriminin verdiği destekle düzenlenen söyleşiye çok sayıda vatandaş katılırken kadınların sorunları kent yoksulluğu çerçevesinde masaya yatırıldı.

KARABULUT: “KADINLARIMIZ ŞİDDET SARMALIYLA İÇ İÇE”

Maltepe Belediyesi Başkan Yardımcısı Nimet Karabulut yaptığı açılış konuşmasında, “Belediye Başkanımız Esin Köymen adına hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Kadınlarla ilgili problemler sadece Türkiye’de değil dünyadaki bütün ülkelerde var. Hepimiz biliyoruz ki Âdem ile Havva’nın cennetten kovulması bile kadına atfedilir.  O günden bugüne kadınlarımız her noktada suçlu ilan ediliyor. Hepimiz yaşadığımız toplumda görüyoruz ki kadınlarımız şiddet sarmalı ile iç içe. Son yıllarda yaşadığımız olaylar da bunu doğruluyor. Biz geçmişte bu kadar şiddetle karşılaşmıyorduk. Mutlaka kadına yönelik şiddet vardı ama özellikle son 20 seneden bu yana kadınlar, aileler şiddetle karşılaşıyor. Bunun nedeni açıkça söylemek gerekir ki siyasi. Bu iktidar, kadınların yaşamasını, sokakta olmasını, hamile olarak yürümesini, gülmesini, topluma katılmasını istenmiyor. İşte biliyorsunuz en sonun da çalışan kadınlar için önemli ihtiyaçlardan biri olan belediye kreşlerini kapatmakla gündemdeler. Maddi durumu iyi olmayan, çocuklarını kreşe vermek isteyenler ve elbette iş hayatına atılmak isteyenler için kreşlerimiz çok önemli. Belediye olarak hepimizin amacı bulunduğumuz bölgedeki mağdur insanlara ulaşabilmek.” dedi. Karabulut konuşmasında kadınlara yönelik sundukları hizmetlerden de bahsetti.

DOÇ. DR. ÇUBUKÇU: “YOKSULLUĞUN KADINSALLAŞMASI SÖZ KONUSU”

Açılış konuşması sonrası İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emine Sevgi Uçan Çubukçu konuşma yaptı. Doç. Dr. Çubukçu, “Yoksulluğun terminolojik olarak kadınsallaşması diye bir terim var. Yükü kadının taşıdığı, hem dünyada hem de Türkiye’de bir sistem var. Bugün biz niye bir aradayız? 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü için bir aradayız. Yoksulluğun kadınlaşması bir şiddet türü. Maddi, fikri, eğitimde yoksun olmak... Bunların toplamına işaret eden kavramdır, şiddet. Türkiye’de yoksulluğu gelir düzeyi olarak hepimiz yaşıyoruz. Şiddetin bahanesi olamaz. Toplumsal cinsiyet temelli ekonomik, siyasal, kadınsal dışlanma da bir şiddet türüdür. Kadınların kamusal alandan dışlanmış olması şiddettin en büyük türüdür. Bütün bunlara rağmen kadınlar kamusal alana çıkıyor ve biz de varız diyorlar. Pek çok şiddet türü artıyor. Neden? Çünkü kadın artık daha güçlü. Kamusal alanda, özel alanda ve siyasette ben de varım diyor. Bunları birlikte düşünmek lazım.” diye konuştu.

“4P UYGULANMALI”

Konuşmasında dünyada, Türkiye’de ve tarihsel süreçte kadın haklarının gelişimi üzerine de bilgi veren Çubukçu, kadın haklarının aktif olarak korunması için “İstanbul Sözleşmesi”yle birlikte kadına yönelik şiddete karşı 4P adı verilen yaklaşımın, yani “önleme, koruma, cezalandırma ve tüm bunlara bütüncül bakış”ın uygulanmasının önemine dikkat çekti.

FOGGO: “YOKSULLUK ÇOK KARMAŞIKLAŞTI”

Sulukule Mahallesi’ndeki kentsel dönüşüm sırasında kent yoksulluğu ve kadınlar üzerine yaptığı çalışmaları anlatarak sözlerine başlayan aktivist ve gazeteci-yazar Hacer Foggo şunları söyledi:

“Aslında yoksulluk karmaşık. Sistem ne hale getirdi. Bugün yoksulluk sınırının altındayız. Çalışan yoksulluğu diye bir şey başladı. Kayıt dışı çalışan ailelerle tanıştım. 4 temel ihtiyaca bile erişemiyor onlar. Kiralarla birlikte her şeyin fiyatları attı. Ekonomik durumlar en çok da kadınları etkiliyor yapıyor. Son 1-2 yılda asıl sorumluluk sahibi olanlar hep bir savunma halinde. İzmir’deki olayı düşünün. Kadının çocuklarını bırakıp hurdaya gitmesi ve yaşam tarzı bile suç olabiliyor. 5 çocuğu ölmesine rağmen bakanlık kadını suçlu ilan edebiliyor. Bu haliyle kadın cinayetlerine baktığınız zaman en fazla yoksul kadınların öldürüldüğünü de görüyorsunuz.”

“DAHA FAZLA KONUŞMAYA İHTİYACIMIZ VAR”

Kadınların sosyo-ekonomik olarak desteklenmesinin yanı sıra ekonomik olarak da güçlü olmaları gerektiğinin altını çizen Foggo, “Kadınların ayakları üzerinde kalmasını sağlayacak projelerin önemli olduğunu düşünüyorum. Kadınlar ekonomik olarak güçlü olsunlar ki özgür olsunlar. Sosyal destekler kadınlara nefes aldıracak durumda da değil. Devlet de sanki verilen yardımlar yeterliymiş gibi en ufak bir çalışma görünce yardımları kesebiliyor. Bu da haliyle kadınları kayıt dışı çalışmaya yönlendiriyor. Bununla birlikte yoksulluk tükenmişliği de beraberinde getiriyor. Günümüzde depresyon, kaygı ve daha fazla içine kapanma durumu yaşanıyor. Depresyonun bir hastalık değil tepki olduğunu düşünüyorum. Birbirimizle dayanışacağız. Daha fazla konuşmaya ihtiyacımız var.” dedi.

Söyleşi sonrası soru-cevap kısmına geçildi. Sonrasında ise katılımcılara çiçek takdim edildi.